Ebeveynler Hasta Olunca Süreci Nasıl Yönetiyoruz?
Kanser olan kişinin bağışıklık sistemi çok düştüğü için sürekli korunmaya ve kesinlikle hasta olmamasına dikkat etmek gerekiyor. Peki ya hasta olan kişiye bakım sağlayan kişiler, yani çoğunlukla ebeveynleri? Bugün böyle bir durumda ne yaptığımızı anlatacağım.
Özellikle bebeğiniz küçükse ve size bağımlıysa bu süreci yönetmek çok daha zor oluyor. Çünkü ya sürekli emzirmek, yemek yedirmek gibi yakın faaliyetler de bulunuyorsunuz ya da bebeğiniz sadece sizin kucağınızda durmak istiyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır, ben ve eşim, ikimizde ikişer kez hasta olduk. Sanırım çok fazla dışarı çıkmadığımızdan dolayı sayı artmadı. Dışarı çıktığımızda da hasta kişilerden uzak durduk, aynı oda da bile bulunmamaya, birlikte çalışmamaya, evde görüşülecekse gitmeden önce hasta var mı diye sormaya kadar dikkat ettik. Hastaneye gittiğimiz zamanlarda mutlaka maske taktık ve hala takıyoruz. Hastaneler en pis yerlerin başında geliyor. Ama tüm bu dikkat etmelere rağmen gene de hasta olabiliyorsunuz. Üşütmek bile kış aylarında hasta olmaya neden.
Eğer maske takmayı bırakmışsak evin içinde, bizim şuan ki durumumuz gibi, boğazlarımın yandığını hisseder hissetmez üç tane maskeyi üst üste taktım hemen yüzüme. Tuğberk’le sarılmak, öpüşmek, yemek yedirmek, uyutmak, yakın temasta oynamak dâhil, emzirmek dışındaki tüm eylemler için uzak durdum ondan. Bu süreçte mutlaka size yardımcı olacak birinin olması gerekiyor. Mesela eşim daha yakından ilgileniyor Tuğberk’le ben hasta olduğumda. Uzak durabildiğiniz kadar uzak durun çocuğunuzdan. Tuğberk şuan 18 aylık ve tam oyun çağında. O yüzden odaya kapanamıyorum, çünkü yanıma gelmek ya da benim onunla birlikte oturma odasında oynamamı istiyor. Ama daha küçükken, Tuğberk altı aylıkken hasta olduğum da bir odaya kapanmıştım ve emzirmek dışında kesinlikle dışarı çıkmamıştım. Emzirmek için odaya geldiğimde ise hemen odayı havalandırıyorlardı. İyileşene kadar da kaç gün sürerse sürsün Tuğberk’e neredeyse dokunmadan ve odadan çıkmadan yaşamıştım. Şimdi ise raporlu olduğumda evde olmama rağmen Tuğberk hep yanımda olmak istediği için ondan gizli yatak odasında vakit geçirdim. Sabah işe gider gibi yaptım, bakıcı ablamız Tuğberk’i içeri götürdü ve ben dışarı çıkmadan montumla yatak odasına girdim. Öğle arası ve akşam saatinde ise onlar görmeden kapıyı açıp ben geldim dedim. Bazen tatlı kandırmacalar olabilir hepimizin iyiliği için :)
Normal de belki soğuk algınlığı, grip olduğunuzda hemen gitmeyebilirsiniz doktora, ama sizin çocuğunuz özel bir çocuk ve bağışıklık sistemi yıpranmış. O yüzden hemen doktora gidip etkili bir tedaviye başlamak gerekiyor. Bende öyle yaptım, boğazlarımın yandığı gün doktora gittim ve çocuğumun durumunu anlattım. O da ona göre antibiyotik tedavisine başladı. Bu süreçte hem çocuğunuz için güçlü olmak hem kendinizi çabucak iyileştirmek hem de çocuğunuza geçmemesi için uğraşmak zorundasınız. Dezenfektan baş ucumda durdu. Günlük meyveleri, ıhlamuru ihmal etmedim. Yattığım odaya bile Tuğberk’i sokmadım. Ellerimi dışarı çıktığımda, hapşurduğumda, öksürdüğümde ve burnumu sildiğimde hemen yıkadım, ardından dezenfekte ettim. Baş ucuma bir soğanı kesip koydum her gece. Ve Tuğberk’in odasına da koydum. Soğanın hava da ki virüsleri toplama gibi bir özelliği olduğunu okumuştum, körü körüne inanmasam da, denemekten ne çıkar dedim. En kötü soğan kokusuyla yaşıyorsunuz :) Bir de bol bol bol bol su içmeniz gerekiyor. Sıvı tüketimi çok önemli.
Eğer zencefil, tarçın, zerdeçal, karanfile alerjiniz yoksa ya da emziren anne olarak çocuğunuzun alerjisi yoksa size bir tarif vereceğim. Ufak bir kavanoza, taze zencefil rendeleyin. Üzerine bal ve pekmez koyun. Bir de yarım limonun suyunu sıkın. Ek olarak tarçın ve zerdeçali toz şekilde yarım çay kaşığı olacak şekilde ekledim. Karanfili de tane olarak 3-4 tane içine attım. Bu muhteşem karışımı kış aylarında yapıp sabah akşam bir tatlı kaşığı yiyorum. Bekledikçe daha güzel oluyor. Yerken karanfillere dikkat edin, onları yemeyin :) Hasta olduğum da ise gene başucuma koyup aklıma geldikçe bir tatlı kaşığı, günde 7-8 kere olmak üzere yiyorum. Yaparsanız size de afiyet olsun şimdiden.
Ne çocuklarımızın ne de bakan kişiler olarak bizlerin böyle hastalıklara yakalanmaması dileğiyle,
Sağlık ve Sevgiyle
Özellikle bebeğiniz küçükse ve size bağımlıysa bu süreci yönetmek çok daha zor oluyor. Çünkü ya sürekli emzirmek, yemek yedirmek gibi yakın faaliyetler de bulunuyorsunuz ya da bebeğiniz sadece sizin kucağınızda durmak istiyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır, ben ve eşim, ikimizde ikişer kez hasta olduk. Sanırım çok fazla dışarı çıkmadığımızdan dolayı sayı artmadı. Dışarı çıktığımızda da hasta kişilerden uzak durduk, aynı oda da bile bulunmamaya, birlikte çalışmamaya, evde görüşülecekse gitmeden önce hasta var mı diye sormaya kadar dikkat ettik. Hastaneye gittiğimiz zamanlarda mutlaka maske taktık ve hala takıyoruz. Hastaneler en pis yerlerin başında geliyor. Ama tüm bu dikkat etmelere rağmen gene de hasta olabiliyorsunuz. Üşütmek bile kış aylarında hasta olmaya neden.
Eğer maske takmayı bırakmışsak evin içinde, bizim şuan ki durumumuz gibi, boğazlarımın yandığını hisseder hissetmez üç tane maskeyi üst üste taktım hemen yüzüme. Tuğberk’le sarılmak, öpüşmek, yemek yedirmek, uyutmak, yakın temasta oynamak dâhil, emzirmek dışındaki tüm eylemler için uzak durdum ondan. Bu süreçte mutlaka size yardımcı olacak birinin olması gerekiyor. Mesela eşim daha yakından ilgileniyor Tuğberk’le ben hasta olduğumda. Uzak durabildiğiniz kadar uzak durun çocuğunuzdan. Tuğberk şuan 18 aylık ve tam oyun çağında. O yüzden odaya kapanamıyorum, çünkü yanıma gelmek ya da benim onunla birlikte oturma odasında oynamamı istiyor. Ama daha küçükken, Tuğberk altı aylıkken hasta olduğum da bir odaya kapanmıştım ve emzirmek dışında kesinlikle dışarı çıkmamıştım. Emzirmek için odaya geldiğimde ise hemen odayı havalandırıyorlardı. İyileşene kadar da kaç gün sürerse sürsün Tuğberk’e neredeyse dokunmadan ve odadan çıkmadan yaşamıştım. Şimdi ise raporlu olduğumda evde olmama rağmen Tuğberk hep yanımda olmak istediği için ondan gizli yatak odasında vakit geçirdim. Sabah işe gider gibi yaptım, bakıcı ablamız Tuğberk’i içeri götürdü ve ben dışarı çıkmadan montumla yatak odasına girdim. Öğle arası ve akşam saatinde ise onlar görmeden kapıyı açıp ben geldim dedim. Bazen tatlı kandırmacalar olabilir hepimizin iyiliği için :)
Normal de belki soğuk algınlığı, grip olduğunuzda hemen gitmeyebilirsiniz doktora, ama sizin çocuğunuz özel bir çocuk ve bağışıklık sistemi yıpranmış. O yüzden hemen doktora gidip etkili bir tedaviye başlamak gerekiyor. Bende öyle yaptım, boğazlarımın yandığı gün doktora gittim ve çocuğumun durumunu anlattım. O da ona göre antibiyotik tedavisine başladı. Bu süreçte hem çocuğunuz için güçlü olmak hem kendinizi çabucak iyileştirmek hem de çocuğunuza geçmemesi için uğraşmak zorundasınız. Dezenfektan baş ucumda durdu. Günlük meyveleri, ıhlamuru ihmal etmedim. Yattığım odaya bile Tuğberk’i sokmadım. Ellerimi dışarı çıktığımda, hapşurduğumda, öksürdüğümde ve burnumu sildiğimde hemen yıkadım, ardından dezenfekte ettim. Baş ucuma bir soğanı kesip koydum her gece. Ve Tuğberk’in odasına da koydum. Soğanın hava da ki virüsleri toplama gibi bir özelliği olduğunu okumuştum, körü körüne inanmasam da, denemekten ne çıkar dedim. En kötü soğan kokusuyla yaşıyorsunuz :) Bir de bol bol bol bol su içmeniz gerekiyor. Sıvı tüketimi çok önemli.
Eğer zencefil, tarçın, zerdeçal, karanfile alerjiniz yoksa ya da emziren anne olarak çocuğunuzun alerjisi yoksa size bir tarif vereceğim. Ufak bir kavanoza, taze zencefil rendeleyin. Üzerine bal ve pekmez koyun. Bir de yarım limonun suyunu sıkın. Ek olarak tarçın ve zerdeçali toz şekilde yarım çay kaşığı olacak şekilde ekledim. Karanfili de tane olarak 3-4 tane içine attım. Bu muhteşem karışımı kış aylarında yapıp sabah akşam bir tatlı kaşığı yiyorum. Bekledikçe daha güzel oluyor. Yerken karanfillere dikkat edin, onları yemeyin :) Hasta olduğum da ise gene başucuma koyup aklıma geldikçe bir tatlı kaşığı, günde 7-8 kere olmak üzere yiyorum. Yaparsanız size de afiyet olsun şimdiden.
Ne çocuklarımızın ne de bakan kişiler olarak bizlerin böyle hastalıklara yakalanmaması dileğiyle,
Sağlık ve Sevgiyle
Yorumlar
Yorum Gönder