Hastalığın Teşhis Edilme Serüveni - 1 (08-09 Temmuz 2015)
(Bir süre daha önceden yazdığım yazıları ekleyeceğim. İlk günlerin nasıl olduğunu unutmamak için detaylıca yazmıştım. Bu şekilde yayınlamak istedim ki, belirtilerin ne olduğunu ve sürecin nasıl oluştuğunun görülmesini istedim.)
Tuğberk doğduğundan beri sürekli ağlayan bir bebekti.
Normalde bebeklerde ilk on on beş gün emip emip uyumasını beklersiniz öyle
ağlama krizleri olmaz. Biz de bu ağlamaları gazı var herhâlde deyip daha bir
haftalık on günlükken gaz ilaçlarını vermeye başladık. Günler ilerledikçe biraz
daha ağlak bir bebek olma yolunda ilerledi. Öyle ki sakinleşmesi uzun sürüyor,
uyutmak çok zor bir hal alıyordu. Sırtı kesinlikle yatmıyor daha çok ağlıyordu.
Hele ki bir ayını tamamladıktan sonra daha da değişti. Ben ise büyüdükçe düzelmesini bekliyordum. Hani hep derler ya kırkı çıkınca düzelir ağlamaları her şey yoluna düzenine girer diye. Oysaki bizde tam tersi oldu. Kırkı çıkınca neredeyse uyumaz oldu Tuğberk. Benim içinde ciddi anlamda uykusuz geceler sürüyordu. Uykusuz dediysem gerçekten uykusuz.. On beş dakika uyuyor, sonra ağlayarak uyanıyor, sakinleştir, emzir, altını al tekrar uyutmaya çalış derken bir saat geçiyor. Ve ardından tekrar 15-20 dakika sonra uyanıyor ve bu kısır döngü böyle tüm gün devam ediyordu. O kadar zorlandım ki birkaç gece uyumak için eşimin annesine gittik. Ağlama krizleri ve uykusuzluk artınca, oğlumda anlamadığımız bir sorun mu var acaba diye çocuk doktorumuza götürdük. 8 Temmuz 2015 Çarşamba, saat 14:00’te randevumuz ve Tuğberk 48 günlük.
Hele ki bir ayını tamamladıktan sonra daha da değişti. Ben ise büyüdükçe düzelmesini bekliyordum. Hani hep derler ya kırkı çıkınca düzelir ağlamaları her şey yoluna düzenine girer diye. Oysaki bizde tam tersi oldu. Kırkı çıkınca neredeyse uyumaz oldu Tuğberk. Benim içinde ciddi anlamda uykusuz geceler sürüyordu. Uykusuz dediysem gerçekten uykusuz.. On beş dakika uyuyor, sonra ağlayarak uyanıyor, sakinleştir, emzir, altını al tekrar uyutmaya çalış derken bir saat geçiyor. Ve ardından tekrar 15-20 dakika sonra uyanıyor ve bu kısır döngü böyle tüm gün devam ediyordu. O kadar zorlandım ki birkaç gece uyumak için eşimin annesine gittik. Ağlama krizleri ve uykusuzluk artınca, oğlumda anlamadığımız bir sorun mu var acaba diye çocuk doktorumuza götürdük. 8 Temmuz 2015 Çarşamba, saat 14:00’te randevumuz ve Tuğberk 48 günlük.
Biz uykusuzluğundan ve ağlamalarından şikâyet ederken, doktorumuz
elle muayene etti Tuğberk’i, karaciğerinin normalden biraz büyük olduğunu ele
geldiğini söyledi ve karaciğer ultrasonu istedi. Ultrason raporunu aldığımızda
çok şaşırdık. Tuğberk’in karaciğeri gerçekten büyüktü ve daha da kötüsü içinde
saçılmış gibi duran bir sürü irili ufaklı nodül vardı. Doktorumuz bize bir
açıklama yapmadan vurgulayarak acilen ama acilen Ankara’da bir eğitim araştırma
hastanesine gitmemizi ve çocuk gastroenteroloji bölümüne muayene olmamızı
istedi. O kadar şaşkındım ki ağlamaktan başka hiçbir şey yapamadım tüm gün, çok
üzgündüm, inanamamıştım. Mutlaka kötü bir şey vardı. Tamam karaciğerin
büyüklüğü enzim ve hormon sıkıntılarıyla ilişkili olup, birkaç ilaçla
düzelebilirdi ama peki ya bu nodüller de neyin nesiydi?
Gazi Üniversitesi hastanesinde tanıdık bir çocuk cerrahıyla iletişim kurup,
bizi çocuk gastroenterolojide güvendiği bir doktora yönlendirmesini istedik. Tüm
testlerimizi bilgilerimizi aldık ve ertesi gün sabah erkenden yola çıktık.
Aklımızca günü birlik gidip, testler, tahliller, muayeneler yapılıp dönecektik.
Hastaneye gittiğimizde ise görüşmek istediğimiz doktor müsait değildi ve bize
ertesi güne randevu verdi. Tuğberk’e her baktığımda ağlamaktan başka hiçbir şey
yapamıyordum. O gece geçmedi. Saatler
ilerlemedi.
Yorumlar
Yorum Gönder