Hastaneye Geri DönüşHazırlığı, 19 Temmuz 2015 Pazar

Büyük bir şok içinde eşyalarımızı hazırlamaya çalışıyorum. Evin içinde şuursuzca dolaşıyorum. Bir oturma odasına gidiyorum, Tuğberk’e bakıyorum, bir yatak odasına dolaptan bir şeyler alıyorum, bir mutfağa girip çıkıyorum, bir Tuğberk’in odasına girip eşyalarından bir şeyler alıyorum çıkıyorum. Elimindekini bir yere koyuyorum başka bir şey alıp diğer odaya götürüyorum.

Kısacası ne yaptığımı bilmez haldeyim.
En son Tuğberk’in odasında oturmuş bir çantaya bez sıkıştırmaya çalışırken, abimin “abicim neden o kadar bez alıyorsun yanına boşuna yük yapma oradan alırsın” demesiyle bir an durdum, bakıştık. Ve “bilmiyorum” diye ağlamaya başladım.

Evet ne yapacağımı, yanıma ne alacağımı, ne için gittiğimizi, bizi neyin beklediğini, hastanede ne ile karşılaşacağımızı bilmiyordum. Kafamda o kadar çok soru vardı ki ve hepsi “ya Tuğberk’i kaybedersem” ile bitiyordu.

Ben daha da aptallaşıyordum. Sağlıklı düşünemiyordum.

Sonrasında hep ağlayarak geçti. Annemle bakıştığımda, Tuğberk’e baktığımda, valizlere baktığımda, eşyaları seçerken, evi kapatacağımız için bozulacak ne var diye bakmaya çalışırken. Kısacası durup durup ağladım. Hala da yanıma ne aldım, valizi nasıl hazırladım hatırlamıyorum. Sonrasında ihtiyaçlarıma göre hep kısa zamanlarda birkaç eşya alışverişi ile hayatımı idame ettirdim.


O gün iki haftalık diye hazırladığım valizimle geldim Ankara’ya ve bir daha Kastamonu’ya hiç gidemedim. Çünkü tüm hayatımız Tuğberk’i herhangi bir mikrop, bakteri vb. den korumak ve enfeksiyon riskini en aza indirmek üzerine kurduk. Her şey kazanmak için çabaladığımız oğlumuzun savaşı için.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Port Nedir? Takılması Gerekir mi?

Nöroblastom Teşhis Edilirken Dikkat Edilmesi Gereken Testler - 1